Güney Kıbrıs " Rus " Cumhuriyeti

                                   Güney Kıbrıs “Rus” Cumhuriyeti

Güney Kıbrıs’ta Ruslar, hem nüfus açısından, hem politik açıdan, hem de maddi ve manevi açıdan, azımsanmayacak büyük bir güç, imkan ve kabiliyete sahiptirler. Rusya ile Rum-Yunan ikilisi tarih boyunca başta din(Ortodoks) olmak üzere pek çok açıdan yakın ilişki içerisinde olmuşlar ve bu ilişkilerin sonucunda da önce Yunanistan Osmanlı'ya ait toprakları gasp ederek bir devlet ilan etmiş, daha sonra da Rumlar 1960'da ortağı oldukları Kıbrıs Cumhuriyetini gasp ederek üniter Rum devleti haline dönüştürebilmişlerdir!

Tarihe baktığımız zaman İstanbul’un fethi sonrasında “Türk” yöneticileri, aydınları ve düşünürleri saraydan uzaklaştırılmış, yerlerine dönme ve devşirmelerin önünün açıldığı görülmektedir. Bu süreçte Osmanlı'da, Rumların özgürce ticaret yaparak zenginleşmesine imkân verilmiştir. Öyle ki Rumlar deniz aşırı ticaret yapmaya başladıkları dönemde Rusya da Osmanlı içerisindeki “Ortodoks” dinine mensup milletlerin hamisi olmuştu…

Bu dönemde Rumlar deniz aşırı ticaret yaparken hem Rusya’nın hem de Osmanlı’nın bayrağını gemilerine çekebiliyordu. Anlayacağınız Rumlar, Osmanlı ile iyi ilişkileri olan ülkelere deniz aşırı ticarete gidiyor ise Osmanlı’nın bayrağını, Rusya ile iyi ilişkileri olan ülkelere gidiyor ise bu kez de Rus bayrağını çekerek hiçbir sorun yaşamadan işlerini rahatlıkla sürdürebilmiş ve zenginliklerine zenginlik katmışlardır...

Yine aynı dönemde zenginleşme ve sermaye birikiminin de etkisi ile Rum şair ve yazarlar Rusya’ya seslenerek Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanabilmesi için mücadelelerine destek talep etmişlerdi. Sonuç itibarı ile Osmanlı'nın gerileme dönemindeki karışıklıklardan faydalanan Çarlık Rusya, İngiltere ve Fransa  Yunanistan'ın devlet sahibi olmasına vesile olacak iç karışıklıklar, ayaklanmalar ve gasp girişimlerini desteklemişlerdir.(1829-1830)

Çarlık Rusya, Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasını destekledikten sonra boş mu durmuştur? Hayır. Ne yapmıştır? Sıcak denizlere, Boğazlar’a sahip olmak için uğraşmışlar, bu uğraşı neticesinde de Osmanlı topraklarını tehdit eder konuma gelmişlerdir. Bunun sonucu olarak da Osmanlı, Rus tehlikesini savuşturabilmek için İngiltere'nin yardım talebini olumlu karşılayarak Kıbrıs’ı İngilizlerin ilhak etmesine de varacak bir sürece girmek durumunda kalmıştı! 

İşte Rusya ile Rum-Yunan ikilisinin ilişkileri ve göbek bağları bakın nerelere dayanıyor. Gerek Yunanistan, gerekse Rumların Rusya’ya rağmen bir harekette bulunmaları ya da Rusyayı karşılarına alabilmeleri mümkün olabilir mi? Rum-Yunan ikilisi tarih boyunca gerek Çarlık Rusya döneminde, gerek komünist rejim (SSCB) döneminde, gerekse komünist rejimin dağılmasının ardından Ruslarla en üst düzeyde ilişkilerini sürdürmektedirler…

Güney Kıbrıs siyasetinde, en büyük parti olan “Komünist Akel” başta olmak üzere Rusya ile iyi ilişkisi olmayan acaba kaç parti vardır? Avrupa Birliği 1 Mayıs 2004 tarihinde GKRY’ni  üye alırken böylelikle dolaylı olarak Rusları da içerisine almıştır! AB idarecilerinin kendileri de bu durumu bal gibi bilmektedir ve Adanın güneyini olsun içerisine almak için bu gerçeği ilk başta göz ardı etmişlerdir…

Rusya’nın Kıbrıs'taki ekonomik çıkarları az-buz değil. Örneğin adada Ruslara ait 50 bini aşkın offshore ( kıyı bankası) şirket bulunuyor. Güney Kıbrıs milli gelirinin yüzde 12’sini sağlayan bu şirketler sadece yüzde 4,5 vergi ödüyorlar. Ayrıca iki ülke arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunduğu için, Kıbrıs’ta vergi ödeyen Ruslar, ülkesinde vergi ödemekten muaf oluyor...

Rusya, Güney Kıbrıs üzerinden AB’ye girmiştir. Rusya, Güney Kıbrıs üzerinden Ukrayna’da ABD’den sonra en büyük ikinci yatırımcıdır. Keza Küba’da da Güney Kıbrıs'ın yatırımları hatırı sayılır bir miktardadır. Öyle ki Küba’ya geçtiğimiz günlerde Makarios’un heykeli dikilmiştir…

Kıbrıs Rumları, Ruslar ile çok eskiye dayanan ilişkileri çerçevesinde 1974 sonrası 448 bin olan nüfusunu, başta Rusya ve civarından insanlar getirerek (Pontuslu dedikleri kişiler) çoğaltmıştır.

Rumlar başta yüksek öğrenim olmak üzere pek çok neden ile Rusya’ya gitmişlerdir. Rumların büyük bir bölümü eğitimlerini tamamlamalarının ardından Ruslarla evlenerek ülkelerine dönmüşlerdir…

Güney Kıbrıs’ta günümüzde gerek 1974 sonrası nüfusunu artırabilmek için, gerekse eğitimlerini tamamlayan Rum gençlerin evlenerek adaya getirdikleri Rusların sayısı azımsanmayacak ölçüdedir. Ruslar ayrıca komünist rejimin yıkılmasının ardından ülkesinden kaçan paranın önemli bir kısmını da Güney Kıbrıs’a taşımayı başarmışlardır. Güney Kıbrıs’ta bugün Rus nüfusu, Rus parası ve Rus maneviyatı azımsanmayacak ölçüdedir

***

Uluslararası küresel bir takım aktörlere göre Kıbrıs, gelecekte yüzen bir kıyı bankacılık merkezine dönüştürülmek isteniyor. Kıbrıs, ağırlıklı olarak Virgine ve Cayman Adaları gibi, (off-shore) kıyı bankacılığı hesapların açıldığı, kumar faaliyetlerinin yürütüldüğü bir ada olarak değerlendiriliyor. Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de bulunması, Süveyş Kanalı’na, İsrail’e, ve diğer kilit mevkideki bölgelere yakınlığı, askeri bir önem atfedilmesini de meydana getiriyor.

Kıbrıs bir yanıyla da, neredeyse kara parçası şeklinde örgütlenmiş bir uçak gemisi olarak görülmektedir. Ama diğer yanıyla da dünya ölçeğinde ışık hızıyla dolaşan ve günlük cirosu trilyonlarca doları bulan finansal ağın ihtiyaç duyduğu yapılardan da biri olarak görülüyor!

Uluslararası küresel bir takım aktörlere Kıbrıs, hızla (off-shore) kıyı bankacılığı hesaplarının yoğunlaştığı, dünya finans şebekelerinin vergi cenneti olarak değerlendirdiği, turizm potansiyelinden yararlanılacak, giderek kongre turizminin gelişeceği, bölge ülkelerindeki zenginlerin pisliklerini boşaltacağı, kumardan fuhşa kadar birçok alanda belki yeni yapılanmalara gidilecek uygun bir üs olarak, bir yeryüzü cenneti olarak değerlendiriliyor!

Gelecekte Kıbrıs, kıyı bankacılığı ile çok uluslu şirketlere sağladığı vergi kolaylıkları ve Ortadoğu, Doğu Akdeniz eksenli askeri stratejik yapılanmasıyla bölgede çok uluslu sermayenin ve kirli para trafiğinin de gözde merkezlerinden biri haline gelmesi hesaplanıyor!

Bu çerçevede ABD ile Rusya’nın ( ABD ile birlikte hareket eden İngiltere ve İsrail’inde bu konuya dahil olduğunu düşünüyorum ) birbirlerine her konuda düşmanlıkları devam ediyor mu ? Yoksa soğuk savaş sona erdikten sonra bazı konularda uzlaşma sağlayabiliyorlar mı ? Ben ABD ile Rusya’nın zaman zaman perde arkasında uzlaştıklarını ve bu durumu gizlemek maksadıyla düşman gibi gözükmeye devam ettiklerini düşünüyorum. Olamaz mı ? Ne dersiniz ?

Ortadoğuda uluslararası küresel aktörlerin “Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki samimiyetlerini ” lütfen herkesin yukarıda yazdıklarımı da göz önünde bulundurarak bütün içtenliği ile tekrar tekrar düşünmesini istiyorum…

Gökhan Güler - 2004

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki misyonu nedir?

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ İÇİN YENİ FIRSAT ALGILAMALARI

KADİM YUNAN VE BATI MEDENİYETİ