Gökhan Güler

Bölgecilik ve adam kayırmacılığı ortadan kaldırarak, seçilecek milletvekillerinin, bir bölgenin değilde tüm ülkenin milletvekili olması hedeflenerek,Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda yapılan değişiklikler 18 Nisan 2016 tarihinde oy birliği ile onaylandı.  Milletvekilinin  sadece kendi bölgesinde çalışarak seçilmesi artık tarihe karıştı. Mevcut onaylanan yasa ile bölgeciliğin ve feodal ilişkilerin ortadan kalktığı, kasaba politikacılığı devrinin kapandığı düşünülüyor. Gerçekten böyle mi? Bunu zaman gösterecek. Seçim kanununda yapılan değişiklikte bölge kotaları korunuyor. Örneğin Girne’den yine 10 milletvekili parlamentoya girebilecek. Ancak hangi 10 milletvekilinin parlamentoya gireceğine, tüm ülke genelinde oy kullanacak seçmenler karar verecek. Konu ile alakalı olarak bazı kesimlerin endişeleri mevcut. Bu bağlamda Girne bölgesi sınırları içerisindeki seçmenin oyları ile birinci gelebilen bir aday,diğer bölgelerden aynı oranda oy almayı başaramazsa seçilemeyebilir.Yine Gi

İlk kez 1980'li yıllarda gündeme gelen Türkiye'den KKTC'ye su temini projesi, bilindiği gibi ancak 7 Mart 2011 tarihinde Alaköprü Barajı temelinin atılması ile fiili olarak başlamış ve 17 Ekim 2015 tarihinde Geçitköy Barajına suyun ulaşması ile resmen tamamlanmıştır. Cumhuriyet Meclisi'nin, 14 Nisan 2016 perşembe günü yapılan oturumunda '' Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile   Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti   arasında Su Temini ve Yönetimine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasa Tasarısı '' oy çokluğuyla kabul edilmiştir.  Türkiye'den su temini projesinin hayata geçme sürecinde ülkemizde yaşanan tartışmalar hala sıcaklığını korumaktadır. Öyle ki belli kesimler Türkiye'den su temini konusunu vesayet olarak gördüklerini bile ileri sürmüştür. Geçmişte nasıl ki petrol, doğal gaz vb. enerji kaynakları için savaşlar verilmiş ve günümüzde de verilmeye devam ediyorsa, yakın gelecekte de su için benzeri mücadeleler

Kıbrıs Türk Siyasetinde son dönemde çok ciddi manada yozlaşma ve itibar kaybı yaşanmakta olduğu pek çok kesim tarafından yüksek sesle dile getirilmektedir. Toplumda yozlaşma ve itibar kaybı ile politik ve bürokratik yapının yetersizlikleri ve bu yapının toplumun temel ihtiyaçlarına cevap verememesi şeklinde bir algı bulunmaktadır.   Halkta siyasete ve siyasetçilerin bir kısmına karşı olumsuz bir bakış açısı geliştiği, önemli ölçüde güven kaybı olduğu toplumun pek çok kesimi tarafından sık sık dile getirilmektedir. 2009'dan sonra yapılan seçimlere katılım oranının yüzde 60 civarına kadar gerilemesi de dikkatle incelenmesi gereken bir konudur. Güven ve itibar kaybı konusunda her seçim döneminde bir kısım milletvekili adaylarının seçmenlere karşı verdikleri ve yerine getirmedikleri sözlerin ve ayrıca bürokrasi içerisinde yaşanan tıkanıklıkların etkisinin de büyük olduğu dile getirilmektedir.       Kıbrıs Türküne Ne Oldu? Geçmişten günümüze Kıbrıs Türk Siyasetini yakın

   Bir süre önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ziyarette bulunan Ukrayna Milletvekili ve efsanevi Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile adada bulunduğu süre zarfında bir kaç kez görüşme imkanı bularak, kendisi ile Kırım'ın bugün içerisinde bulunduğu durumu ve Kıbrıs konusunda neler düşündüğünü istişare edebilme fırsatı yakaladım.  Kırımoğlu, özetle ifade etmek gerekirse; ''Bugün Rusya'nın işgal ettiği Kırım toprakları içerisinde mecburi olarak Rus vatandaşı olmamızı dayatıyorlar, can güvenliğimiz tehlikede, evlerimizde, iş yerlerimizde gelişigüzel arama yapıyorlar. Tatarlar korku içinde. Gizli polis, ajanlar her yerde diyerek Kırım Tatarları'nın içerisinde bulunduğu duruma dikkat çekmek istedi. ''Kıbrıs Konusu ile alakalı olarak ise ; Müzakere sürecini takip ettiklerini, Rum tarafının ortaya koyduğu şartları Kıbrıs Türkleri için pek uygun görmediğini, '' Türkiye’nin garantörlüğünün kıymetinin bilinmesi ge