Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zihniyet dönüşümü ve erken seçim…

Resim
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ‘ bizim nesil için son deneme’ olarak nitelendirdiği Kıbrıs müzakere sürecinin Rum tarafının olumsuz yaklaşımları nedeniyle geçtiğimiz Temmuz ayı başında çökmesinin ardından yaklaşık olarak ‘üç buçuk ay’ geçti! Sayın Akıncı,  daha 28 Ağustos 2017 günü TC Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ı kabulünde çöken müzakere süreciyle ilgili olarak   ‘benim samimi inancım odur ki, benzeri süreçlerle(BM parametreleri), varacağımız sonuç da diğerlerinin aynı olacaktır. Aynı anlayışlarla ve aynı metotlarla farklı bir sonuca ulaşmamız olanaksız görülmektedir. ’ dememiş miydi? Peki, şimdi ne değişti de Sayın Akıncı, Temmuz ayı başında çöken müzakere süreciyle ilgili olarak geçen hafta katıldığı bir açılış töreninde ‘Rum tarafında ciddi bir zihniyet dönüşümü olması kaydıyla bir deneme daha yapılabileceğini’ ansızın dile getirdi! Bir toplumda zihniyet değişikliği olabilmesi öyle üç, beş ayda mümkün olabilir mi?   Sayın Akıncı’nın, Rum toplumundan ciddi bir zihn

ULUSLARARASI HUKUKTAN ULUSLARARASI KAOSA

Uluslararası hukuk düzeninin dünya genelinde sağlanması için önce ‘Milletler Cemiyeti’ kurulmuş. Cemiyet’in İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasını engelleyememesi sonucunda dağılmasının ardından yerine ‘Birleşmiş Milletler’ kurulmuştur.  BM özellikle son dönemde mevcut(Güvenlik Konseyi) yapısının yetersiz kalması, uluslararası hukuku adil şekilde sağlayamaması, meydana gelen krizlere ve yaşanan trajedilere anında etkin biçimde müdahalede bulunamaması nedeniyle dünya genelinde büyük bir kaos ortamının oluşmasına neden olmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dünyada hakim olan uluslararası hukuk düzeni ne yazık ki yerini hızla uluslararası kaos ortamına bırakmaktadır. Uluslararası ilişkilerde diplomasinin(uluslararası hukukun) bittiği yerde askeri güç kullanımı gündeme gelmektedir. Uluslararası camia oluşan kaos ortamının ortadan kaldırılması için hızla müdahalede bulunmazsa yarın çok geç olabilir!  Küresel aktörler(küresel sermaye) dünyayı daha rahat yönetebilmek için devletleri d

KIBRIS’TAN KERKÜK'E ‘ULUSLARARASI HUKUK’

Resim
İkinci Dünya Savaşı’na kadar gelmiş geçmiş tüm devletler nasıl topraklarına savaşıp fethederek yeni topraklar katmışlarsa, Osmanlı İmparatorluğu da bu çerçevede Kıbrıs ve Kerkük’ü(Musul)  fethedip bedelini ödeyerek topraklarına katmıştır. İngiltere, Osmanlı-Rus Savaşı sırasında yardım vaadinde bulunması karşılığında Kıbrıs’ı önce geçici süreliğine kiralamayı (1878) başarmış. Birinci Dünya Savaşı sırasında da Osmanlı’nın Almanların yanında savaşa girmesini fırsat bilerek Ada’yı 1914’de tek yanlı olarak ilhak etmiştir. İngiltere, Ortadoğu’da bulunan yeraltı kaynaklarının varlığından haberdar olması nedeniyle Osmanlı’nın son döneminden başlayarak Kerkük’ü (Musul) de bir oldubittiye getirerek ele geçirebilmek adına birçok girişimde bulunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden buyana   ‘yurtta barış, dünyada barış’ felsefesini benimsemiş. Gündeme gelen sorunlarını da bu anlayış çerçevesinde uluslararası hukuk ve diplomasi zemininde çözmeye büyük bir özen göstermiştir.