Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kıbrıs Konusunda Hayaller ve Gerçekler

Resim
Crans Montana’da gerçekleştirilen Kıbrıs Konferansı’nın Rum liderliğinin olumsuz ve katı tutumları nedeniyle çökmesinin üzerinden koca bir yıl geçti. Federasyon temelinde bir çözüme varılabilmesi amacıyla Kıbrıs müzakere sürecinin yeniden başlayabilmesi için hala Rum tarafında köklü bir zihniyet değişikliği olacağı beklentisi içerisinde olanlar var! BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, iki hafta kadar önce Güvenlik Konseyi üyelerine gayrı resmi olarak bir Kıbrıs raporu gönderdi. Guteres raporunda, “Tarafların, Ada’da ortak bir süreç kaydetmek için sorumluluk ve kararlılıkla hareket etme olanağının varlığının devam ettiğine inanıyorum.  Önümüzdeki dönemde taraflarla kapsamlı istişarelerde bunmak  üzere BM’nin üst düzeyli bir yetkilisini göndermeyi hedefliyorum. İstişareler taraflara, Crans-Montana sonrasındaki düşüncelerinin sonuçlarını BM’ye aktararak şartların bu aşamada özlü bir prosedür için olgunlaşıp olgunlaşmadığının belirlenmesine yardımcı olmaları için daha resmi, yapıl

AB ve ABD Gaza Gelmemeli!

Resim
Rum-Yunan lobisinin özellikle bir süreden buyana Kıbrıs konusunu kendi lehlerine çözebilmek için AB ve ABD’yi gaza getirmek suretiyle Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin karşısına çıkarma stratejisi izlediği açıkça görülmektedir! AB ve ABD acaba bu dolduruşa gelir mi? Bunu hep birlikte göreceğiz! Gaza gelme tabiri halk arasında bir kişiyi abartılı söz ve davranışlarla yüreklendirerek, kışkırtıp, motive ederek herhangi bir işi yapmaya azmettirilmesi anlamında kullanılmaktadır.   Rum Yönetimi, Kıbrıs konusunu kendi lehine çözebilmek için tek taraflı olarak uluslararası hukuku hiçe sayarak sözde ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgelerin gaz arama ihalelerini özellikle Amerikan Exxon Mobile, Fransız Total ve İtalyan Eni şirketlerine vererek ABD ve AB ülkeleri bu işte benim arkamda mesajı vermeye çalışmıştır! Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC en başından beri Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanı meselesinin barış ve uzlaşı zemininde Kıbrıs konusuna zarar vermeyecek şekilde uluslararası hukuk

TANAP, Eastmed, Pesco, EurAsia, ve KKTC

Resim
Günümüzde güçlü bir devlet olmanın yolu enerji sorununu çözmekten geçmektedir. Eğer bir devlet enerji sorununu çözebiliyorsa, ekonomik anlamda da belli bir gücü elde etmiş demektir.   Artan nüfus, şehirleşme, ekonomik büyüme, sanayileşme, teknolojinin yaygınlaşması, ısınma, soğutma, aydınlatma ve bireylerin refah seviyesinin artması ile orantılı bir şekilde ülkelerin enerjiye duydukları gereksinim her geçen gün kaçınılmaz şekilde artmaktadır. Emperyalist sömürü düzenin doğuşundan günümüze kadar geçen süre zarfında dünya genelinde zengin enerji kaynaklarının bulunduğu yerlerin paylaşımı konusunda büyük bir güç mücadelesi yaşanmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde yaşanan kriz, çatışma ve terör olaylarının perde gerisinde genelde enerji kaynaklarına hâkim olma mücadelesi yatmaktadır. Özellikle Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de yaşanmakta olan olayları bu çerçevede ele alarak değerlendirmek gerektiğini düşünmekteyim… Türkiye son dönemde enerji alanında yapmış olduğu girişim ve hamlel

Psikolojik durum uyarı veriyor!

Resim
Yakın tarihte savaşlar ve göçler yaşamış bir toplumuz. Savaşlarda kaybettiklerimiz nedeniyle acılarımız hala sıcaklığını korumakta. Yaşanılan savaşlar ve göçler nedeniyle hala travmalarımız mevcut.       Uzun yıllardır ambargolar altında yaşıyoruz. Müzakere süreçlerinde her zaman çözümden yana olumlu tavır koymamıza rağmen ne yazık ki her zaman cezalandırılan taraf olmak bizleri mutsuz etmektedir. Görüşme süreçlerinin her defasında Rum tarafının katı ve uzlaşmaz tavırları nedeniyle bozulması çözüm umutlarının tükenmesine neden olmuştur! Psikolojik durum özellikle son yıllarda ciddi anlamda uyarı veriyor. Boşanma oranlarında patlama yaşanıyor. Uyuşturucu, hırsızlık, kavga, kumar ve daha birçok adli konuda suç patlaması yaşanmaktadır. Trafikte işlenen suçlar ve kazalarda da çok ciddi oranda artış söz konusudur. Suç çeşitliliği ciddi anlamda artmış vaziyette. Şiddet olayları aldı başını gidiyor! Son dönemde siyasal, ekonomik ve sosyal alanda sıkıntılı günler geçiriyoruz. Son

KKTC’de 28 Belediye ile son seçim mi?

Resim
Önümüzdeki 24 Haziran yerel seçimlerinin hemen ardından öyle anlaşılıyor ki ciddi bir yerel yönetimler reformu ile karşı karşıya kalacağız. Aslında öngörülen yerel yönetimler reformunun çok geç kaldığını söylemek gerek! KKTC genelinde 28 olan belediye sayısının birleşme yöntemi ile yarı yarıya azaltılması planlanmaktadır. Aslında bu konu uzun zaman önce gündeme gelmesine karşın uygulamada hala bir sonuç yok! Kırsal olarak nitelendirilen bölgelerde mali durumları çıkmazda olan küçük belediyeler ile mali yönden daha gülü olan belediyelerin birleşmeleri ve ayrıca yan yana iç içe geçmiş belediyelerin birleştirilmeleri gündemdedir! Bu kadar küçük nüfus ve mali imkânlara sahip birçok belediyenin bugüne kadar ayakta kalmaları bile aslında büyük bir mucizedir! 28 belediyeden yirmiye yakınının mali durumlarının pek iç açıcı olmadığı sürekli gündeme getirilmektedir. Kamuya (Sosyal Sigortalara, İhtiyat Sandığına ve Vergi Dairesine) birikmiş milyonlarca lira borçlarının yanı sıra yine bi