Kayıtlar

Nisan, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kıbrıs’ta kadife ayrılık mı?

Son 50 yıllık Kıbrıs müzakere tarihinde artık sona gelinmiştir. Rum lideri Anastasiadis ve Güney Kıbrıs’ta üst aklı temsil eden Rum Ulusal Konseyi iki toplum arasında artık bir federatif bir çözüme varılamayacağını kabullenerek kendi kamuoylarını bu yönde hazırlamaya başlamışlardır… Anastasiadis ve Rum Ulusal Konseyi gizli kapılar ardında yaptıkları gizli değerlendirmelerde bir çözüme varabilmenin artık mümkün olmadığını, bunun yerine anlaşmalı olarak ayrılık konusunu müzakere etmenin zamanının geldiğini ele alarak bu yönde strateji geliştirmeye bile başlamışlardır… Rum tarafının duruşu artık netleşmeye başlamıştır. Peki, KKTC olarak bu son gelişme karşısında bizim duruşumuz ne olmalıdır?   *** Türkiye 1958’de deniz kıta sahanlığını ilan etmiştir. Güney Kıbrıs Rum Kesimi ise 1982 Deniz Hukuku Konvansiyonu’na göre tek taraflı olarak ilan ettiği münhasır ekonomik bölgeleri KKTC ve Türkiye‘nin kıta sahanlığı MEB’leri ile iç içedir. İhtilaflı bölgeler söz konusudur!  

Kıbrıs’ta bir devrin sonu…

Akıncı ve Anastasiadis arasında 2015’de başlayan müzakere sürecinde gidilecek köyün minareleri aslında çok uzun zaman öncesinden görünmüştü. 20 Nisan 2017 akşamı gerçekleştirilen liderler zirvesi sonrasında Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ’’görüşmeler bu çerçevede devam ederse bir sonuca ulaşamayız’’ açıklaması bu anlamda son derce önemli bir itiraftır… Anastasiadis’in son dönemde "Azınlığın çoğunlukla eşitlenmesi talep edilemez. Müzakerelerde garantörlük, siyasi eşitlik ve dönüşümlü başkanlık konuları kabul edilemez. Kıbrıs Cumhuriyeti egemen bir devlettir. Egemen bir devlet olarak hakkımızı kullandığımız anlaşılsın diye dünyanın en önemli şirketlerine gaz arama ruhsat verdik” yönünde yaptığı açıklamaların Akıncı’yı önemli ölçüde etkilediği kesin. Kıbrıs Türklerini ’’eşit siyasi ortak’’ olarak görmeyen GKRY yapılan tüm uyarılara rağmen müzakere sürecinin geleceğini olumsuz yönde etkileyeceğini bile bile 2003’den buyana hidrokarbon konusunda kendi bildiğini okumaya devam ediy

Anastasiadis ve Pandora’nın Kutusu

2017 Güney Kıbrıs’ta, Pandora’nın Kutusu’nun açıldığı yıl oldu. Rum lideri Nikos Anastasiadis bu vesileyle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin eteğindeki taşları bir bir dökmeye başladı. Böylelikle GKRY’nin son 50 yıldır uygulamakta olduğu Kıbrıs Politikasının baştan aşağı büyük bir aldatmaca olduğu meydana çıktı…  GKRY, Kıbrıs müzakere tarihi boyunca uluslararası kamuoyunu federal bir çözümden yana gibi görünerek aldatmayı başarmıştır! GKRY’nin bu güne kadar gizlemeyi başardığı çözüm konusundaki gerçek niyeti 1963’de yasa dışı şekilde gasp ederek üniter hele dönüştürdükleri devletin içerisine Kıbrıs Türklerini azınlık olarak katabilmektir…    Anastasiadis, uluslararası alanda her ne kadar siyasi görüşü bakımından liberal, AB ve çözüm yanlısı bir imaj veriyor olsa da Güney Kıbrıs siyasetinde köklerine sıkı sıkıya bağlı muhafazakâr Helen milliyetçisi bir anlayışın temsilcisidir… Anastasiadis, Pandora’nın Kutusu’nu açtıktan sonra "Azınlığın çoğunlukla eşitlenmesi talep edile

Gazı kaçan müzakereler ve egemenlik

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs müzakere tarihi boyunca eğer gerçekten samimi bir şekilde ’’eşit ortaklığa dayalı federal bir çözüm’’ istemiş olsa idi, Kıbrıs konusu bugüne kadar çoktan çözülmüştü. Güney Kıbrıs’ta ’’Pandora’nın Kutusu’’ 2017’de Anastasiadis, Rum Ulusal Konseyi, Rum Temsilciler Meclisi ve Elam tarafından açılmıştır. Kıbrıs’ta sürdürülmekte olan müzakere süreci zarar görmemesi için, uzun zamandır gerek KKTC, gerekse Türkiye Cumhuriyeti, GKRY’nin özellikle gaz konusu başta olmak üzere kışkırtıcı ve tarikkar politikalarını görmemezlikten gelmeye devam etmektedir. Bu durum Rum tarafının günden güne cesaretlenerek daha saldırgan politikalar izlemesine ve müzakerelerin gazının kaçmasına neden olmuştur.  Öyle ki 2 ay önce müzakere masasını dağıtan Anastasiadis, bunun sorumlusu olarak halen Akıncı’yı suçlamaya devam etmektedir. Rum Temsilciler Meclisi’nin 10 Şubat’ta almış olduğu Enosis kararını geri almak yerine anma yetkisini Eğitim Bakanı’na devretmesini, Enosis kar

Ülkemizde ’’Akıl Tutulması’’ Yaşanıyor!

Günümüzde emperyal hedefleri olan devletler amaçlarına ulaşabilmek için artık topa tüfeğe ihtiyaç duymadan insanların algıları üzerinden operasyonlar yürütmektedir. Bu anlamda tüm insanların zihinleri emperyal hedefleri olan devletlerin ve bu yöntemi daha çok çıkar ve menfaat elde etmek için uygulamaktan geri durmayan büyük şirketlerin hedef tahtası durumundadır. Algı yönetimi, “hedef insan veya toplumu, hedef alanın istediği şekilde düşünmeye ikna etmek için etkilemesidir.” Emperyal hedefleri bulunan devletler ve büyük şirketler ’’algı yönetimi’’ denilen bu profesyonel yöntemden yararlanarak her gün her saat zihinlerimize çeşitli mesajlar göndererek bizleri hedefleri doğrultusunda ikna etmeye çalışmaktadırlar.   Algı yönetimi amaç, akıl tutulması, zihin kontrolü, beyin yıkama, bilinçaltı işgali, algı operasyonları, propaganda, psikolojik savaş, örtülü operasyon ve enformasyon savaşı ise bu süreç içerisinde birer araçtır… *** 10 Şubat'ta Rum Temsilciler Meclisi Enosis kar

Ne değişti Sayın Akıncı!

Sayın Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından müzakere süreci çerçevesinde meydana gelen bazı önemli gelişmeler karşısında ortaya koymuş olduğu tavır, tutum, davranış ve açıklamaları ile kendisine muhalif kesimlerin dahi zaman zaman takdirini kazanmıştır.  Alman Elçiliği’nin, Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier onuruna ara bölgede vereceği resepsiyona, Anastasiadis’in “Cumhurbaşkanı”, Akıncı’nın ise “Toplum Lideri” olarak anılacağı davet gündeme gelmişti. Sayın Akıncı ’’iki taraf arasındaki eşit statüye özen gösterilmemesi’’ münasebetiyle davete katılmayarak net bir duruş sergilemişti.  Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un Kıbrıs ziyareti gündeme geldiğinde Türk kesimine geçmeyi KKTC’nin tanınması anlamına geleceğini düşünerek, Cumhurbaşkanı Akıncı ile ara bölgede buluşma teklifi, KKTC Cumhurbaşkanlığı tarafından reddedilmişti.  Avrupa Komisyonu Başkanı Junker’in yardımcısı Valdis Dombrovskis’in   KKTC’ne "15 dakikalığına nezaket ziyareti" gündeme

Özerk ’’Kıbrıs Türk Devleti’ne’’ doğru

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türklerini eşit siyasi ortak olarak görmemekte son derece kararlı görünüyor. Rum tarafı yapılan tüm uyarılara rağmen müzakere sürecinin geleceğini olumsuz yönde etkileyeceğini bile bile yine de hidrokarbon arama ihaleleri açmaktan geri durmayarak kendi bildiğini okumaya devam ediyor! Önümüzdeki günlerde Rum Yönetiminin hidrokarbon arama faaliyetleri neticesinde ihtilaflı MEB’lerde karşılıklı olarak yeni gerginliklerin yaşanacağı, devamında sıcak çatışma ihtimalinin yüksek seviyede olduğu düşünülmektedir!     Son iki aylık dönem içerisinde Anastasiadis’in yapmış olduğu açıklamalar neticesinde Rum tarafının gerçek niyeti net biçimde ortaya çıkmıştır. Rum tarafının ajandasında federal bir çözüm düşüncesi yoktur. Rum Yönetiminin 1968’den bu yana devam eden müzakere süreçlerinde federal bir çözüm istiyormuş gibi görünerek gerçek niyetlerini sakladıkları artık ortaya çıkmıştır.    Kıbrıs’ta federal bir çözüme varılamayacağını akıl sahibi herkes

’’NEYE NİYET NEYE KISMET’’

Rum/Yunan siyasetinin önemli dayanaklarından biri de Perikles Stratejisi’dir. Perikles (MÖ 495-429) Antik Yunan döneminde, Atina Şehir Devleti’nin hükümdarlığını yapmış önemli bir devlet adamıdır. Perikles strateji özetle; rakibinin politik ve askeri yönden sıkıntılı olduğu zamanı sabırla bekleyerek, onu güçsüz düşürecek ortamı yaratmak suretiyle, sıcak savaşa başvurmadan, büyük ve güçlü devletlerin desteklerini alarak dolaylı yollardan sonuca varmayı hedef alan bir stratejidir. *** Anastasiadis,  geçen hafta Malta’da ’’Çabamız Kıbrıs Türk tarafının Şubat’ta barış müzakerelerini terk etmesiyle ortaya çıkan krizi aşmaktır’’ dedi! Müzakere masasını yıkıp dağıtan Anastasiadis uluslararası kamuoyuna farklı bize farklı oynamaya devam ediyor! Rum tarafı federal çözüm istiyor gibi görünüp, 1963’de gasp edip Üniter Kıbrıs Cumhuriyetine dönüştürdükleri yapı içerisine Kıbrıs Türklerini azınlık olarak alma niyetindedir. Meselenin özü aslında budur… Müzakerelerin kesintiye uğrad