Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rum toplumu ‘anlaşmalı ayrılık ve B Planı’nı’ tartışıyor!

Resim
Geçtiğimiz Mayıs ayı başında, Kıbrıs müzakerelerinin devam ettiği o en sıcak günlerde Rum lideri Anastasiadis ve Rum Ulusal Konseyi’nin kapalı kapılar ardında yaptıkları bazı gizli değerlendirmelerde ‘anlaşmalı ayrılık’ konusunu gündemlerine alarak tartışmaya başladıklarını yazmıştım. Yazımda özellikle Kıbrıs Rum paradigmasında( değerler sisteminde ) meydana gelen radikal değişime dikkat çekmeye çalışmıştım. Kıbrıs Rum toplumunun düşünce yapısını şekillendirerek yön veren mekanizmaların başında Kilise ve Rum Ulusal Konseyi gelmektedir. Kıbrıs Rum toplumunun zihnine 18. yüzyıldan bu yana Megali İdea ve Enosis ülküsü ile Kıbrıs’ın er geç bir gün Yunanistan’a bağlanması gereken Helen adası olduğu fikirleri kazınmıştır. Kıbrıs Rum toplumu, bu bağlamda gerek İngiltere’nin 1878’de Kıbrıs’a gelmesini, gerek 1960’da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ve gerekse son 50 yıldır müzakerelerde ortaya koymuş oldukları federal çözüm modelini de Megali İdea ve Enosis’e ulaşma yolunda ara formül

15 Kasım’dan 7 Ocak’a ‘kazanımlarımızı koruma sorumluluğu’

Resim
İki gün önce Cumhuriyet Bayramımızın 34’üncü yıldönümünü hep birlikte kutladık. Bu yılki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları 7 Ocak erken seçim tarihinin kısmen gölgesinde kaldı! Demokraside seçimler geleceğe ve istikrarlı bir gidişata yapılan en büyük yatırımdır. Kıbrıs Türk halkının geleceği ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin varlığının korunması ve sürdürülmesine bağlıdır. Kıbrıs Türkü bugünkü durumuna hiçte kolay gelmedi. Bilakis bugünlere ulaşabilmesi için çok büyük bedeller ödendi. Kıbrıs Türkünün bu topraklara kök salması ve buna bağlı olarak vermiş olduğu mücadelesi unutulmamalıdır ki 16. yüzyılda başlamış ve halen daha devam etmekte olan bir süreçtir… Kıbrıs Türkü süreç içerisinde gün gelmiş Kıbrıs’a kiracı statüsü ile gelmesine karşın bulduğu ilk fırsatta Ada’yı ilhak eden İngiltere ile ve gün gelmiş İngiltere’nin yaratmış olduğu ortamdan faydalanarak Ada’yı Yunanistan’a ilhak etmek için Kıbrıs Türklerine soykırım uygulayarak yok etmeyi planlayan Rumlara karşı v

Kadınlarımızın siyasette ‘kota’ ve ‘samimiyet’ sınavı!

Resim
Günümüzde birçok ülkede kadınların daha aktif ve yüksek sayıda siyasete katılımının sağlanması konusunda kota uygulaması bulunmaktadır. Kadın kotasını savunanlar bu uygulama sayesinde kadınların siyasetteki yetersiz temsiliyetinin ortadan kaldırılarak bu sayede kadın erkek eşitliğinin sağlanacağına inanmaktadır… Bu bağlamda ülkemizde de 2015 yılında Siyasal Partiler Yasası’nda yapılan yeni düzenlemeler ile partilere bundan böyle seçimlerde adaylarını belirlerken en az %30 oranında kadın aday belirleme zorunluluğu getirildi. Şahsen Kıbrıs Türk kadınının siyasetteki temsiliyetinin dayatma ve doğal olmayan yöntemlerle arzu edilen seviyede artacağına pek inancım yoktur. Kıbrıs Türk kadının her alanda olduğu gibi siyasette de daha büyük başarılara imza atacağına olan inancım tamdır. Lakin bunun yapay yöntemler yerine tamamen doğal süreçlerin ardından kadınlarımızın kendi mücadeleleri sonucunda olması gerektiğini düşünmekteyim.   Kota uygulaması korumacılıktır. Kıbrıs Türk kadı

‘İdeolojisiz, tabansız ve ilkesiz siyaset’ pirim yapmaz!

Resim
Geleceğimizle ilgili olarak karşımıza çıkan her durumu içerisinde yaşadığımız toplumun sahip olduğu değerler, ilkeler ve düşünce yapısı çerçevesinde değerlendirme bilincine kısaca ideoloji denir. Bu bağlamda siyasi arenaya çıkan h er siyasi parti kendisini var eden ‘tabanının’ (eğer var ise!) sahip olduğu düşünce yapısına göre temel ideolojisini belirler. Siyaset, toplumun kaderine yön verebilecek bir mekanizmadır. İdeoloji ve ilkeleri net olmayan omurgasız bir siyasi yapı toplumun kaderine istikrarlı bir biçimde nasıl yön verebilir?  Hiçbir siyasi ideolojiye dayanmadan, tabansız, omurgasız ve ‘ideolojisiz siyaset’ yürütmeye kalmak halk arasındaki amiyane tabirle ‘ne sağcıyım, ne solcu, futbolcuyum futbolcu’ anlayışı ile ifade edilmektedir! Bir parti düşünün ki net bir şekilde ideolojisi ve ilkeleri olmadan sağcılardan, solculara, milliyetçilerden, liberallere,   sosyal demokratlardan, hiçbir siyasi düşüncesi bulunmayanlara kadar her kesimden insanı partisine üye yapıyor! Ör